Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tezhip Sanatı

Tezhip; arapça zehep (altın) sözcüğünden gelmekte olup altınlamak anlamında kullanılır. El yazması eserleri Hüsn-i Hat diğer adı güzel yazı, levha ve albümleri, padişah tuğralarını murakkaa denilen kâğıda altın yaldız ve boya ile yapılan bezeme sanatıdır. Tezhip yapan erkek sanatçıya müzehhip, bayan sanatçıya ise müzehhibe, tezhipli esere müzehhep adı verilmiştir. Tezhib'de Kullanılan Malzemeler 1- KAĞIT Gözü yorduğu ve yapılan tezbihi güzel göstermediği için ham kağıt kullanılmaz. Onun yerine bitkisel ve nebati boyalarla boyanmış kağıt kullanılır. Daha sonrada üzeri aherlenir. Aher bir çeşit ciladır, kağıdı doyurmak için yapılır. Sadece sanat eserlerinde aher kullanılır, çünkü yanlış yapıldığında silinebilme özelliği vardır. Krem rengi : Çay suyu; Kahverengi : Cevizin yeşil dış kabuğu veya nar kabuğu; Sarı : Cehrî tohumu; Kırmızı : Al bakkam; Mor : Mor bakkam; Şeker rengi : Şekerci ocağı isi; Kırmızımtrak : Soğan kabuğu. Boyanan kâğıtlar, ekseriya ipe asılarak kurutulduktan sonra,...

Maden Sanatı

Gelişimi   Türk maden sanatının uzun bir gelişim süreci vardır. Orta Asya’dan başlayan bu gelişim, Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları ile sürer ve Osmanlılara kadar uzanır. İslam maden sanatı içinde Büyük Selçuklu dönemi, gerek yapım tekniği gerek form bakımından öncü tiplerin ortaya çıktığı bir evredir. Büyük Selçukluların maden sanatı konusunda verdikleri ürünler, dünya müzelerindeki koleksiyonlar arasında önde gelen örneklerdir. Anadolu Selçukluları döneminden ise, öteki sanat dallarından farklı olarak, çok az madeni yapıt günümüze gelmiştir. Kalanlardan da gerek teknik gerek malzeme bakımından Büyük Selçuklu geleneğinin sürmüş olduğu anlaşılmaktadır. Bu dönemin malzemesi genelde tunçtur. Rölyef ve kabartma teknikleriyle değişik formların denenmiş olduğu görülmektedir. Tümüyle kıvrık dal ve yaprak süslemeli yüzeyler, bağlantı ve destek yerlerinde kullanılan hayvan başları, Selçuklu süsleme tarzının maden üzerinde de sevilerek kullanılmış olduğunu gösteren özelliklerdir. A...

Çini ve Seramik Sanatı- Selçuklu Dönemi

  Öncelikle, Abbasilerin Samarra'da 9. yüzyılda birden bire ortaya çıkan görkemli lüks çini ve seramik sanatının, Selçukluların Anadolu'ya getirdiği çiniciliğin tek kaynağı olmadığına işaret etmek gerekir. Zaten bu parlak çinicilik 10. yüzyıldan Selçuklu çağına kadar bir daha görünmemiştir. Çin' de, kullanım (kap-kacak) seramiği ve mimari kaplama için kendine özgü sırlı malzeme üretimi, çok eskilerden beri rağbet gören bir sanat alanıydı. Göçebe Kök Türkler' in yazılı anıt komplekslerinde, Çin tarzını yansıtan heykeller ve binalar ile çatı örtüsüne filt sırlı seramik parçalan bulunmuş; yerleşik Uygurlar'ın mabed v.b. mimari kalıntılarında da sırlı taban ve duvar kaplamasına rastlanmıştı ı. Kök Türklerle Uygurların çok sıkı ilişkide bulunduğu diğer büyük yerleşik uygarlık çevresi olan İran' da ise sekizyüz yıllık Sasani devrinde, sırlı duvar levhasının izi bile yoktur; yalnız sırlı seramik kaplara rastlanmaktadır. Bu durum karşısında, İslam öncesi Türk çevrelerin...